İzleyiciler

20 Mart 2010 Cumartesi

köprüaltı 4

kadın yaşlıca görünüyor, ya da yorgun, kırışıkları belirginleşmiş ve geçen her an artık çöküyor. fakat hala tam anlamıyla yaşlı değil, kesinlikle. ilk bakışta gençken oldukça güzel olduğunu söyleyebilirsiniz, ya da bir süreliğine çıktığı tatilden sonra güzel olacağını. üzerinde açık kahverengi kapri ve bej rengi bluz var, bluz gri değil de daha çok beyaza yakın. yıllardır bu işi yaptığını birkaç dakika gözlerini üzerinden ayırmayan her insan anlayabilir. sanki program bitiyor ve sunucuya gel bir yere gidip yemek yiyelim diyor. sanki reklam arası oluyor ve o sarhoş pezevengi programa hiç çağırmamalıydık diyor.

ve yayın.

seyircilere dönerek parmak uçlarında yükseldi kadın. boyu bu halde de oldukça kısa. teşvik edici şekilde ellerini çırptı. seyirci sahneye vuran ışıkları ve dumanları alkışlayarak onu takip etti. ardından kamera tavandan uzatılan mikrofonu almayacak şekilde stüdyoyu baştan sona çekti. alkışlara ıslıklar karıştı ve hemen ardından sahneye gedi hızlı adımlarla sunucu. o da kısa boylu, siyah elbiseli bir kadındı. ıslık sesleri alkışların üzerine çıktı ve sunucu ellerini 'yeter' anlamında kaldırdı gülümseyerek. oysa seyirciler bunun için para alır. eğer programda söz alacaksan bundan daha fazlasını alırsın. rezillik çıkaracaksan daha da fazla, ve penisini göstermek gibi ekstrem bir planın varsa en fazla.

şimdi sunucu iğrenç, sahte bir gülümsemeyle açılışı yapıyor. bir gülümsemenin sahte yada gerçek oluşunu suratta kasılan kaslardan anlayabilirsiniz. uzman olmanıza gerek yok, eğer gördüğünüz insan televizyondaysa ve orta yaşlı bir kadınsa o gülümseme çok büyük ihtimalle sahtedir.

diyor ki dün kent meydanımızdaki alışveriş merkezinin içinde yer alan bir fast food şirketinde gerçekleşen o vahşice ve insanlık dışı katliamda verdiğimiz tüm kayıpları buradan üzüntüyle anıyoruz.

ve şimdi de diyor, şehrimizde epey hayran kitlesi olan gruplarımızdan punkass programımız için canlı performansla açılış yapacak.

köşedeki yaşlıca kadın tekrar parmak uçlarında yükseliyor. ellerini çırparak seyirciyi harekete geçiriyor ve sonra kulağına bağlı mikrofonu düzeltiyor. bir şeyler söylüyor. spot ışıkları sahneye vuruyor. ortalığı sadece birkaç saniyeliğine farklı renklerdeki dumanlar kaplıyor. bu yerel bir televizyona göre epey masraf demek. birçok yerel kanalda bir iki çalışanla birkaç saatlik program idare edilir.

şimdilik her şey planlandığı gibi.

şimdi parmakları üzerinde yükselen o yaşlıca kadın program başlamadan yarım saat önce gelip kuliste demişti ki: ilk çalacağımız şarkı hakkında, sözlerin içinde televizyonda duyulması hoş olmayan şeyler var.

çalacağınız şarkı değil, çalacağımız şarkı.

'uçalım yerine gezelim desek mesela.'

deseniz değil desek.

'olmaz mı?'

bu sinir bozucu kadın devamlı yapılan her şeyin içindeymiş gibi konuşuyordu. ardından kendini desteklemek için birkaç cümle daha kurdu. küçük göt sözünü kesti ve dedi ki pekala, pekala. istediğiniz gibi olsun.

ve yayın.

tüm bu ışıklar ve patlayan dumanlar olmasa sahneye çıkanlar gözünüze aynı mı görünürdü?

ve müzik.

'biliyorsun ki tatlım dürüst değilim.'

biraz daha makyaj, sunucunun çenesinde televizyonda asla göremeyeceğiniz bir beni var.

'evet biliyorsun ki ahlaklı değilim.'

'kötüye gidiyorsa ve bıktıysan'

seyirciye genel bir bakış atarsanız sürekli devinim içindeler. dans. oysa kişilere bakın. eğlendikleri falan yok. dans ettiğiniz şey müzik değil paraysa elden gelenin en iyisi bu olur.

'gel tatlım, biraz daha uçalım.'

sessizlik. reji susuyor, sunucu susuyor, makyajcı kız makyaj yapmayı bırakıyor ve sahnenin kenarında duran yaşlıca kadın kulağına takılı mikrofona fısıldıyor : orospu çocukları.

bunu sadece duyması gerekenler duyuyor ve siz sadece garip -ki bunu farkedemeden- bir devinim halindeki orta yaşlı seyircileri ve bir sahne performansını izliyorsunuz.

ve gitar solosu.

bu okuduğunuz gerzek bir yerel kanalın gerzek bir programı.

bu okuduğunuz çaresizliğin ta kendisi.

orada bulunan herkesin ortak özelliği, hayatlarında asla istedikleri başarıyı yakalayamayacak olmaları.

ve bu olanları neredeyse kimse izlemedi.

burası umutların yaşamak için çabaladığı boktan bir yerel kanal.

ve tüm bu hareketliliğin rahatsız ettiği kuşlar çoktan uzaklara uçup gitti.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder